Deprem ve Çocuklar
- Beste Ozgun Cebeci

- 21 Eki 2019
- 2 dakikada okunur
1999 depreminde çocuk olan kişiler günümüz tarihinde birer yetişkin oldular. Bahsi geçen bu yetişkinler çocuklukları boyunca büyük İstanbul Depremi riski ile büyüdüler ve o depremi yaşayan her kişi gibi travmatik bir yaşantı deneyimine sahip oldular. Bu günün çocukları ise toplumsal bir öğreti olarak depremin ne olduğunu teoride bilebilirken pratikte yaşamamışlardır.
Bu nedenle özellikle son zamanlarda İstanbul'da gerçekleşen depremler sadece yetişkinleri değil aynı zamanda depremi hiç deneyimlememiş çocukları da ciddi bir şekilde etkilemiştir. Bu gibi travmatik sayılabilecek doğal afetler, çocukların yaşadığı diğer stres unsurlarından farklıdır; çünkü çocuk bu doğal afete zihinsel ya da fiziksel olarak hazır değildir ve afet aniden gerçekleşir.
Çocuğun daha önce deneyimlemediği bu olay, çocukta ciddi derecede bir kaygı yaratmaktadır ve artçı depremlerinin de gerçekleşmesi ile birlikte çocuğun duymuş olduğu kaygı katlanarak kendini yenilemeye devam etmektedir. Önemli olan çocuğun bu kaygısının ebeveyn tarafından fark edilmesi, kapsanması, rahatlatılmasıdır. Öncelikle çocuğun korkusunun normal olduğunu hatta kendinizin de korktuğunu kendisine söyleyebilirsiniz. Yetişkin olarak genellikle çocukların daha az korkması için bu işte korkulacak bir şeyin olmadığını söyleme eğilimine sahip olabiliriz ama bu gerçek olmadığı gibi çocuğun korkusunun azımsanması anlamına gelmektedir Çocuk korktuğu için kendisinde bir 'problem' olduğunu düşünebilir. Öte yandan, korkunun normalleştirilmesi ile birlikte çocuğunuz da kendi duygularını ve korkularını sizinle paylaşabilir ve dile döktüğü düşünce ve duygularına yeni yanıtlar üretebilmek şansına sahip olursunuz.
Özellikle 5-11 yaş arası çocukların yaşanan bu durum karşısında ebeveynlerinin nasıl davrandığı, nasıl tepki verdiği önemlidir. Çocuk ebeveynlerini gözlemleyerek öğrenmektedir. Bu bilgi unutulmamalıdır. Anne-Baba, çocuğun olanı biteni daha iyi anlayabilmesi için depremin ne olduğunu, nasıl gerçekleştiğini ve etkilerini sade ve yalın bir dille anlatmalıdır. Depremin yağmur, gök gürültüsü kadar doğal olduğu ama onlar kadar sıklıkla yaşanmayan bir doğa olayı olduğu anlatılabilir. Çocuğun kendisini güvende hissedebilmesi için normal şartlarda aile ile birlikte olduğu zamanlarda yine ailenin bir arada olması önemlidir. Çocuğun normal hayat rutini mümkün olduğu kadar kaldığı yerden devam ettirilmelidir. (Yemek saati, uyku saati, okula gidişi vb. gibi). Çocuğu anlık rahatlatmak ve kendisini güvende hissettirebilmek adına “bir daha olmayacak” gibi gerçek olmayan cümlelerden kaçınılması gerekmektedir. Deprem sonrasında ve anında kendisini koruyabilmek için yapabileceği şeyleri kendisine öğretmek çocuğun kendisini daha rahat hissetmesine yardımcı olabilir. Televizyondaki deprem haberleri ve deprem hakkında yapılan açık oturumlara maruz kalmak çocuğun zihnindeki kaygıları arttırabilir; çocukları bu gibi yayınlardan uzak tutmak oldukça önemlidir. Çocuğun yaşadığı kaygı ile birlikte çocukta bazı davranış değişimleri gözlemlenebilmektedir. Örneğin; çok kolay ve sık sık sinirlenme, huzursuz olma, ağlama, saldırganlık gösterme, daha önce korkmadığı şeylerden korkması, aşırı hareketlilik, uyku düzeninde ya da alışkanlığında bozulma; yalnız yatamama, kabus görme, altına kaçırma, yalnız kalmaktan ve/veya yanındakilerin uzaklaşmasından korkma, okula ya da kreşe gitmekten korkma, parmak emme, tırnak yeme vb. davranışlar, yaşına göre daha bebeksi davranışlar gösterme, fiziksel sebebi olmayan mide bulantısı, karın ağrıları, kusma gibi problemler gözlemlenebilir. Yukarıda verilen ipuçları ile bu farklılıklar yavaş yavaş sönmeye başlar fakat ailenin tüm çabasına rağmen davranış değişimleri 4 ile 6 hafta arası yaşanmaya devam ediyorsa bir uzmandan yardım alınması önemli ve gereklidir.
Deprem sadece çocuklar için değil yetişkinler için de büyük bir korku unsurudur. Yaşanan bu deprem ile bir can kaybının yaşanmamış olması eminim hepimizin yüreğine su serpmiştir. Hepimize geçmiş olsun; daha kötülerinin yaşanmaması dileği ile..
Uzm. Klinik Psikolog
Beste Özgün Cebeci




Yorumlar